İzleyiciler

Adsense 3

Instagram

14 Aralık 2016 Çarşamba

Kozmetik Bloglarından Duyuru

Sevgili Başak blogunda öyle güzel yazmış ki ben de hemen paylaşmak istedim :)

Kozmetik blogu yazarları olarak bir süredir aramızda konuştuğumuz ve bizi rahatsız eden konuları sizinle de paylaşalım; bir kez daha ve umut ediyoruz ki son kez biz kimiz, ne yaparız, amacımız ne anlatalım istedik. Umuyoruz ki bu açıklama ile hem kendimizi size anlatabiliriz; hem de son zamanlarda kulağımıza gelen, son derece yanlış ve verdiğimiz emeği hiçe sayan algı operasyonlarını değersizleştirebiliriz!

Tasarım: Parti Maymunu

Biz kozmetik blogu yazıyoruz; "hobimiz" bu renkli dünya yani! Makyaj malzemelerini gördüğümüzde aşkla bakıyoruz, gözlerinden kalpler çıkan emojilere dönüyoruz. Yeni bir üründen bahsederken sesimiz yükseliyor; kalp atışlarımız hızlanıyor. Saatlerce bir rujun "rose gold" ambalajına güzelleme yapabiliyoruz; ya da bir marka tenimize uyan fondöten getirmediğinde günlerce söylenebiliyoruz. Yeni bir far paleti aldığımızda kullanmadan önce günlerce bakışıyoruz. Fırçalarımızı arada bir elimize alıp okşuyoruz; yumuşaklıklarıyla kendimizden geçiyoruz. Kozmetiği yalnızca sevmiyoruz; tutkuyla bağlıyız. Biliyoruz ki aranızda bizim gibi olanlar, bu yazıları okuduğunda "deli galiba" demeyenler de var! Ama biz kozmetik blogu yazarı olarak, bu tutkumuzu bir farklı seviyeye taşıyıp, kozmetiklerle ilgili bildiğimiz ve anladığımız ne varsa yazmayı da seviyoruz. Okuyanlara bizim gözümüzden bu güzellikleri anlatmayı, iyi-kötü ne varsa paylaşmayıyeniliklerden sizi haberdar etmeyi, gelen yorumlarla yeni bir şeyler öğrenmeyi seviyoruz. Şu an bu yazıyı okuyorsanız, biliyoruz ki siz de okumayı seviyorsunuz! 

Kozmetik bloglarımızda akışa hareket katmak için ara sıra yeni mekanlar gibi farklı konulara yer versek de, bizim uzmanlık alanımız kozmetik! Tüm dünyada "uzmanlaşmak" değerliyken, Türkiye'deki "ne iş olsa yaparım abi" kültürüne karşı gelip, moda adıyla "lifestyle blogger" olmak yerine "yalnızca kozmetik yazmaya devam etmeyi" tercih etme nedenimiz de bu: bildiğimiz işi yapıyoruz. Pek çoğumuz da bu işi gayet iyi yaptığı için kozmetik firmalarından işbirliği teklifleri alıyor; dolayısıyla işbirliği çalışmaları da yürütüyoruz. Ama, her işbirliğine de evet demiyoruz; birlikte çalışacağımız firmaları, gideceğimiz yerleri de inceleyerek seçmeye çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki her gün, günde 3-4 ayrı yere gidip aynı hafta içinde de çeşit çeşit bakım yaptırmak karşı taraftan bakınca "pek de güvenilir görünmüyor"...

Eleştirilerin bir kısmı da burada başlıyor: işbirliği çalışması yapılan ürünleri iyi yazma, kötüye kötü dememe, "her ürünü sevdiğini söyleme" gibi... Önce şu konuya açıklık getirelim: Türk yasalarına göre herhangi bir firmayı medya aracılığı ile karalamak suçtur. Bir ürünü dilinizin kemiği olduğunu unutarak kötülerseniz, firmanın sizi dava etme hakkı vardır. Ama bu her ürüne "harika" demek zorundasınız anlamına gelmez. Zaten ister makyaj ürünü renkli kozmetik, ister de cilt bakım ürünü olsun, kozmetik ürünlerinin performansı görecelidir; kişiden kişiye değişir ve birine çok iyi gelen üründen diğer bir kişi hiç sonuç alamayabilir. Bu yüzden de aklı başında bloglar bir üründen bahsederken, yaygın adıyla "PR ürünü" olsun olmasın, "olumlu ve olumsuz yönlerini" yazarlar, kendi ten renklerini ya da cilt türlerini belirterek "bende etkileri bu oldu ama farklı ten renklerinde, cilt türlerinde farklı performans gösterebilir" gibi bir cümleyle de bitirirler. Ya da o ürünü hiç yazmamayı da tercih edebilirler. Ama zaten iyi bir kozmetik blogu okuruysanız, bunu yapan ve yapmayan blogger ayrımını şimdiye kadar çoktan yapmışsınızdır ve kozmetik bloglarının "her önüne gelen ürünü övmediğini" de zaten gayet iyi biliyorsunuzdur.

Ayrıca yine iyi okurlar bilirler ki, iyi kozmetik bloggerları kendilerine gelen PR ürünlerinin kat be kat fazlasını kendileri yeni ürünleri merak ettikleri için ve kozmetikleri tutkuyla sevdikleri için "kendi ceplerinden" hiç düşünmeden; hatta göze batacak biçimde harcarlar.

Fotoğrafın kurgusundan çekimine, ışığından kompozisyonuna, yazıların planlanmasından ürünün yazılmasına kadar her ayrıntısıyla ince ince uğraşıp büyük emek verdiğimiz bloglarımızı, bizim bu hobiye bakış açımızı, ve "doğru bilinen yanlışları" size en net şekliyle anlatmaya çalıştığımız bu yazı umuyoruz ki bir milat olur ve bir daha da kendimizi kimseye anlatmak zorunda kalmayız...

Kozmetiği ve bu tutkumuzu paylaşan herkesi çok seviyor, bizleri okuduğunuz ve umuyoruz ki anladığınız için de şükran duyuyoruz! 

Kozmetik Blogu Yazarları


NOT: Eğer "bu yazı beni de anlatıyor" diyorsanız, ilk okuduğunuz blogun adını referans göstererek /etiketleyerek kendi blogunuzda ya da Instagram sayfanızda yayınlamanızın hiçbir sakıncası yoktur; hatta mutlu oluruz! Teşekkürler...

13 Aralık 2016 Salı

New Well Makeup Yoğun Kapatıcı Fondöten

Newwell Makeup Yoğun Kapatıcı Fondöten
Newwell Makeup Yoğun Kapatıcı Fondöten

Herkese merhaba :)
Bugün sizlere son zamanlarda kullandığım ve çok başarılı bulduğum bir üründen bahsetmek istiyorum. New Well Makeup markasına son zamanlarda instagramda bir kaç kere denk gelmiştim. Yoğun kapatıcı fondötenlerinin olduğunu görünce ve fondötenin kapatmadaki başarılı uygulamalarına ağzım açık bakınca çok heyecanlandım çünkü yanak bölgemde geniş gözeneklere daha da ötesi alnımın sağ yarısında ise bir sürü dikiş izine sahip biriyim. ( Evet kahküllü saçlarımın sebebi bu dikiş izlerimi kapama çabam. )

12 Aralık 2016 Pazartesi

Bioxcin Femina Şampuan

bioxcin
Bioxcin Femina Şampuan

Herkese merhaba :)
Bugün sizlere yaklaşık 2 haftadır kullandığım Bioxcin Femina şampuandan bahsetmek istiyorum.
Son zamanlarda bitkisel içerikli ürünleri kullananların sayısı hızlıca arttı. Benim de bitkisel kullandığım bazı ürünler vardı  ama ilk defa bitkisel bir şampuan kullandım.

30 Kasım 2016 Çarşamba

Kiko Milano Kozmetik Alışverişim

Kiko Milano
Kiko Milano
Herkese merhaba :) Dikkat ettim de pek alışveriş yazısı yazmıyorum. Aslında yazmaya niyetleniyorum alırken ama sonradan bir şeyler çıkıyor ediyor yazı kalıveriyor :) Artık ara ara yazmaya çalışacağım.

Daha önce yurt dışından yaptığım kiko alışverişini burada sizinle paylaşmıştım. Okumak isterseniz buraya TIK TIK :) Kiko Milano bir süre önce İstanbul'a mağaza açıp sayısını arttırınca bana yakın sayılan Acıbadem Tepe Nautilus mağazasından bir alışverişim olmuştu ama tabi yazmadım :)

29 Kasım 2016 Salı

Philips Avent Göğüs Kalkanı

Philips Avent Göğüs Kalkanı
Philips Avent Göğüs Kalkanı

Herkese merhaba :) Bugün doğum yapacaklara ve yeni anne olacaklara çok faydalı bir üründen bahsetmek istiyorum.
Philips Avent Göğüs Kalkanı lohusaların imdadına yetişen bir ürün. Doğum yaptığınız günden sonra ilk zamanlar emzirmek zordur. Sütün gelip gelmediği belli olmaz bebek memeyi tutmayı beceremez gerçekten zor günler ilk günler. Bir de bu emme-emememe sürecinde göğüs uçları yara olunca vay halinize. Krem sürüyorsunuz ama tekrar emdiği için bir türlü iyileşemeyen göğüs uçları ile karşı karşıya kalıverirsiniz. İşte bu durumda kurtarıcı Philips Avent Göğüs Kalkanı.


Philips Avent Göğüs Kalkanı
Philips Avent Göğüs Kalkanı

Kutusundan 6 parça çıkıyor. 2 tane delikli 2 tane deliksiz 2 de tekerlek şeklinde üründen oluşuyor. Tekerlek biçimindeki parçaya delikli ya da deliksiz kapakları takarak ürünü kullanıyorsunuz. Benim tercihim delikli olan parçadan oldu.
Neden derseniz? Pomat ya da krem sürdüğünüz zaman kalkan takınca göğüs uçları kıyafetinize temas etmediği için sürdüğünüz krem hem kıyafete bulaşmıyor hem de daha fazla fayda sağlıyor. Ayrıca göğüs teması olmadığı için yine sürtünmeden dolayı canınız yanmıyor. Delikli olduğu için de hava alıyor ve daha kolay iyileşme gösteriyor. Göğüs pedi de var diyorsanız. Göğüs pedi temas sağladığı için iyileşme sürecini bence uzatıyor. Ayrıca kalkanlara fazla gelen sütü biriktirerek kullanan annelere de denk geldim ben bu şekilde kullanmadım ama kullanım alanlarında bu da mevcut.
Philips Anne ve bebeklerini düşünerek güzel ürünler tasarlamış, bakmak isterseniz buraya TIK TIK :)


28 Kasım 2016 Pazartesi

Denebunu.com u duydunuz mu?

www.denebunu.com
Denebunu.com
Herkese merhaba :)
Bugün sizleri Denebunu.com sitesi ile tanıştırmak istiyorum. Bir ay evvel internet paylaşımlarında Denebunu kutusu ile karşılaşınca merak edip önce instagram hesaplarına sonra da sitelerine girip baktım. Üye oldum ama Ekim kutusu tükenmişti diğer ayı yani Kasım kutusunu beklemeye başladım.

Üye olurken ilgi alanlarınızı göre kategorilerden seçim yapmanız isteniyor. Kişisel bilgilerinizi de girdikten sonra. Her ay kutu sipariş zamanları açıklanıyor. Siz kutuyu sipariş ettiğiniz zaman üye olurken girdiğiniz ilgi alanlarınıza göre kutunuza ücretsiz olarak bir kaç ürün eklenip, deneyip yorumlamanız için adresinize ücretsiz olarak gönderiliyor. 

Aslında ben bir sürü kategori işaretlemiştim ama temizlik ile ilgili 2 ürün kutumda yer aldı ve tarafıma ulaştı.

Instagram sayfalarında Kasım ayını duyurduklarında geç kalmadan sipariş edin ki ürünler size ulaşsın. Yoksa kutular kısa sürede tükeniyor. Benim elime kısa sürede ürünler ulaştı ama hiç ürün gelmeyen insanların da olduğunu duydum. 

Kasım kutumda Fairy Platinum Bulaşık Makinesi Kapsülü ve 1 adet Dr. Beckmann Renk Koruyucu Mendil yer alıyordu. Ürünleri deneyip www.denebunu.com a kullanıcı girişi yaptıktan sonra bekleyen ürün yorumlarıma girip kısa sorulu anketlerini doldurdum ve en sonuna da görüşlerimi yazdım.



İşte hepsi bu kadar :) Üye oluyorsunuz aylık kutuları takip edip ürünler size ücretsiz ulaşınca da deneyip yorumlarınızı tekrardan siteye ekliyorsunuz. Mantık olarak sevdim çünkü merak ettiğimiz ürünlere denk gelebildiğimiz gibi yeni ürünlerle de tanışmış olmak bence güzel. Hem objektif olarak bir sürü kişi tarafından ürünler incelenmiş oluyor. Yani normalde satın almayı düşünmediğiniz bir şey kutudan çıkarsa bence insan merak edip deneyebilir ve belki de satın alma fikrinizin oluşmasını sağlar.


24 Kasım 2016 Perşembe

Yeni Anne Olacak Annelerin İlk 24 Saati İçin Öneriler

Yeni Anne Olacak Annelerin İlk 24 Saati İçin Öneriler
Yeni Anne Olacak Annelerin İlk 24 Saati İçin Öneriler

Herkese merhaba :) Bugün yeni  anne olacaklara yönelik bir yazı ile sizlerleyim. Aslında bu yazıyı bir süre önce yazarlık yaptığım sitede paylaştım ama orayı takip etmeyenler için buradan da sizlerle paylaşmak istedim.
Zaman çabuk geçiyor. Ara sıra ya da belki çoğunlukla zorlansak da hamilelikte tek amacımız var bebeğimizi süreç sonunda sağ salim Dünya'ya getirebilmek. Bebeğimiz doğdu ama iş bitti mi tabi ki hayır; asıl iş şimdi başlıyor çünkü hormanlar yine devrede çevre faktörleri işin içinde bir de kucağımızda bize ait olan ve karşılıklı adapte olmaya çalıştığımız bir canlı mevcut. Hal böyle olunca bize yani annelere çok iş düşüyor. Çünkü bizim psikolojimiz etkilendiği süreçte bebek de etkileniyor ki bunu sanırım hiç birimiz istemeyiz. 
Bebeğinizi kucağınıza hastanede verdikleri an gerçekle yüzleşmeye başlıyorsunuz. İlk 24 saat özellikle de ilk gece çok önemli çünkü bebeğiniz anne karnından (sezaryen veya normal doğum farketmez) dış dünya adım attı. 9 ay boyunca aynı ortamda olduğunuzu düşünün bir anda kendinizi farklı bir ortamda buluyorsunuz tedirgin olmaz mısınız. Öyle ki daha önce başka bir ortamda da bulunmadığını varsayarsak tedirginlik boyutu bebek için çok fazladır. Bu durumda ne yapacaksınız tabi ki bebeğinizi ortama alıştırmaya eski ortamını aratmamaya çalışacaksınız. Bu ne kadar mümkün olursa artık çünkü koşullar değişti. 
Size tavsiyem hemşire veya doktorlar iki saatte bir deseler de ilk 24 saat her ağladığında emzirin. İlk defa anne olacaksanız istediğiniz kadar tavsiyelere uyun ya da kitaplar okuyun emzirme olayını gerçekleştirmek zor zanaat. Bebek memeyi tutmayı bilmiyor siz de emzirmeyi daha önce hiç yapmadınız yani iki acemi karşı karşıya. Bebek birinde yakalarsa birinde yakalayamayabiliyor ya da emmesini beceremiyor. O yüzden emdiğinden emin olmak gerek. Hemşire size anlatacaktır o an anlamış gibi gelse de beceremeyebilirsiniz. Bir kaç sefer emzirme sırasında hemşireyi mutlaka çağırın ve yanınızda durup bebeğin emdiğini onaylamasını sağlayın. 3-4 kere geldi diyelim ama yine siz emin değilsiniz tekrar çağırın hatta tekrar sorun bir daha göstersin. Valla o ortamda bebeğin aç kalmaması en önemlisi onlarda aynı fikirde olacakları için ayıp mı olur benim için ne düşünür demenin bir gereği yok. O bebek emmesini biz de emzirmesini öğrenmek zorundayız. Odadaki herkes emzirme için fikrini sunabilir ama siz bence en güzeli hemşireden destek alın. 
Emzirme işinden sonra en önemlisi odanın sıcaklığı. Eğer kucağınıza aldınız sustu emzirdiniz sustu altı temiz eğer yerine koyunca yine ağlıyorsa üşüyor olabilir. Bebekler anne karnındaki sıcaklığı arar her zaman. Yine iletişime geçip hastanedeki odanın sıcaklığını mutlaka kontrol ettirin. Bize iyi gelse bile bebeklere soğuk gelebilir.
Bir diğer önemli nokta ise; emzirme dışında ağladıkça da kucağınıza alın göğsünüzde uyutun. Biliyorum çok yorgun olacaksınız uykunuz gelecek ağrınız olacak özellikle bu dediklerim sezaryen yapan anneler için daha bir geçerli ama mutlaka sizin kokunuzu almalı ki aldığı anda sustuğunu görünce mucizeye inanacaksınız. Yanınızda sizin gibi yorgun olmayan bir kişi kalacağı için ondan bu konuda destek isteyebilirsiniz. Koynunuzda uyutacaksanız ve siz de uyuyakalırsanız bu kişi güvenlik anlamında size destek olabilir. Bebeğin başını düzeltir üstünü örtebilir. Bu şekilde yardımlar istemekten çekinmeyin çünkü kalan kişi zaten gönüllü olarak sizi ve bebeğinizi rahat ettirebilmek için orada. 
Demek ki bebek neden ağlıyordur?
Ya altı pistir ya açtır ya üşümüştür ya da anne karnındaki yerini aradığı için güven duygusu eksiktir. Bunlar tamam olduğu halde hala ağlıyorsa o zaman zaten hemşireler gerekli görüp doktor çağırabilirler. 
Benim oğlum 7 ayı bitirmek üzere. Kendi fikirlerimi ve yaşadıklarımı öneri olarak sizlerle de paylaşmak istedim. Umarım faydası olur tüm anne olacak adaylara. 
Haftaya yine sizlerle farklı bir konu paylaşacağım. 
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13